1.1. Stresli Yaşam Olayları, Ankisyete ve Depresyonun Duygusal Yemeye
Etkisi
Duygusal yeme bozukluğu ilk kez Kaplan ve arkadaşları tarafından tanımlanmış, stres,
üzüntü gibi olumsuz duygular sonucu kişinin yemeğe yönelmesi olarak tanımlanmıştır
(Kaplan, 1957). Henüz DSM-5 tanı kriterine girmeyen duygusal yeme kavramı ile ilgili
ülkemizde literatür çalışmaları çok azdır. Pandemi süreciyle birlikte bu konuyla ilgili
çalışmalar artmıştır. Artan belirsizlik, korku ve stres sürecinin yeme davranışlarına etkisine
dair çalışmaların sayısı artmıştır. Küresel salgın sürecinde artan olumsuz duygu durumun
kişilerde baş etme yöntemi olarak duygusal yeme davranışına yol açmıştır. Kadınlarda
depresyon, stres ve anksiyete sebebiyle duygusal yeme davranışı daha fazla olduğu
bulgulanmıştır ( Özkan , Sevin, ve Avcı, 2021). Diğer bir çalışma da ise yeme davranışı ile
ilişkili cinsiyet farklılığı bulunmamıştır (Köroğlu, Şerif, ve Taştan, 2021).
Deprem gibi doğal afet sonrası yeme davranışının stres geliştiren kişilerde arttığı
bulgulanmıştır (Kuijer ve Boyce, 2012). Duygusal yeme ve stres gibi duygu durumlarının
yeme davranışına sebep olduğu sonucu başka çalışmalara da ulaşılmıştır (Özer ve Okat,
2021).
Covid sürecinde yetişkinlerden ziyade diğer etki potansiyali olan çocuklarla yapılan
araştırmalar da mevcuttur. İlköğretim çağındaki çocuklarda yapılan bir araştırmada pandemi
sürecinden çocukların yeme davranışları ve depresyonlarının etkilendiği bulunmuştur
(Köroğlu vd., 2021)
Pandemi sürecinde yapılan bir diğer araştırma bulgusunda kısıtlayıcı beslenme
davranışı azalmış, dürtüsel ve duygusal yeme tutumları artış gösterdiği görülmüştür. 18-20
yaş arası daha kontrolsüz yeme davranışı görülürken, 35 yaş üstünde depresyon ve strese
bağlı yeme davranışı tespit edilmiştir (Şimsek ve Şen, 2020.)
Pandemi sürecindeki izolasyon ve yasak süreçlerinin yeme davranışı üzerindeki etkisi
incelenmeye değerdir. Kobal vd. (2012) tarafından sıkıntının duygusal yemenin farklı bir alt
bölümü olduğu ve yeme davranışını tetiklediği İfade edilmiştir.
1.2. Egzersiz Davranışları
Kısıtlama boyunca insanlarda zorunlu davranış değişiklikleri olmuştur. Hareketsizlik ve
kısıtlı alan fiziksel sorunlara yol açabileceği gibi yeme bozukluklarının veya kilo alımının risk
faktörü olabilir. Avustralya’da yapılan 5.469 kişilik yemek bozukluğu geçmişi olan kişilerle
yapılan araştırma sonucu artan egzersiz, kısıtlayıcı ve tıkınırcasına yeme davranışları tespit
edilmiştir. Genel nüfusta ise tespit edilen sonuç; kısıtlama ve tıkınma türü yeme davranışı
artmış olup, egzersizin eskiye göre azaldığı tespit edilmiştir (Phillipou , Meyer, ve Neill,
2020). Diğer bir araştırma da ise covid sürecinde artan kaygı ile belirsizliğe tahammülsüzlük
seviyeleri arttıkça yeme patolojisi ve tekrarlayan egzersiz davranışları ilişkisi yüksek
bulunmuştur (Scharmer vd., 2020).
Egzersiz yapmak insanların daha sağlıklı olmasını sağlamakta ve yaşam kalitelerini
arttırmaktadır. Bu sebeple egzersiz yapmayan kişilerin fiziksel sağlıkları olumsuz
etkilenmektedir. (Tunç, Zorba, ve Çingöz, 2020). Evde kilitli olma süreleri uzayan bireylerin
fiziksel aktiviteleri azalmıştır (Macit, 2020). Evde uygulanabilecek fiziksel aktivitelerin
arttırılmasına yönelik bazı öneriler sunulmuştur (Chen, Mao, Nassi, Harmer, ve Ainsworth,
2020).

